IPARD VE KOOPERATİFLER

TEVFİK FİKRET CENGİZ

Bu yazımızda daha önce hiç değinmediğimiz bir konuda tamamen kişisel görüşlerimi aktarmak istiyorum. Bizim bu sütunda konularımız yatırım ortamı, yatırım konuları ve hibe programları ile özellikle ülke tarımsal sanayi için önemli bulduğum IPARD programı hakkında açıklayıcı bilgiler vermeye çalışmak oldu.

Ancak IPARD programı Kooperatifleri birinci uygulamasında destek kapsamına almadı. Muhtemelen ikinci aşamasında alabilir. Ancak burada doğrudan yatırım desteği şeklinde mi alır yoksa kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi mi amaçlanır önümüzdeki aylarda göreceğiz. Tam da bu aşamada ne olmalı konusuna değinmek faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bu programları bir yana bırakın Kooperatiflerin mevcut durumunu analiz ettiğimizde nasıl bir tablo ile karşılaşacağız. Kurumsal kapasiteleri nedir, finansal yapıları nasıldır, geleceğe yönelik hiç olmazsa beş yıllık planları ve hedefleri varımdır gibi birçok soru sorulabilir. Sonuçta mevcut durum ortaya çıkar. Sık sık karşılaştığımız konu finans yeterli olsa kooperatiflerin çok daha güçlü olacağı söylenir. Hatta bir kooperatif bankası olsa çok daha iyi olur gibi görüşler atılır ortaya. Benim anlamadığım bugünün dünyasında, örneğin ABD’deki işsizlik oranında yüzde yarım oynamanın finans piyasalarını allak bullak ettiği bir ortamda, finans piyasası koşullarının ötesinde çalışacak bir finans kurumunun nasıl ayakta kalacağıdır. Üstelik Ziraat Bankası kanalıyla yeterli olmasa bile tarım ve hayvancılığa destek sağlanmaktadır. Ve bunların maliyeti de şüphesiz Hazine tarafından karşılanmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kooperatiflerin uyguladığı hayvancılık projelerine özel destekler verilmektedir.

Aslında bugünkü şartlarda son derece başarılı kooperatifler olduğu da bilinen bir durumdur. Ürünleri ülkenin her yanına yayılmış hatta bazıları ihracat bile yapmaktadır. Peki, bunlar nasıl oldu da bu noktaya geldiler diye somak lazım. Benim gördüğüm birçok kooperatif için geçerli, üyeler ürünlerinin tamamını kooperatife vermiyor. Kooperatif de zaten her ürünü pazarlayacak yapıya sahip değil. Hep bazı gelişmiş ülkelerdeki kooperatifler örnek verilir ama orada üretici tümüyle kooperatife girdi sağlar. Bizde olay sadece süt konusuyla sınırlanmıştır. Diğer ürünler, istisnalar hariç, kooperatif üzerinden pazara girmez.

Geçmiş yıllarda uygulanan ARIP-İRFO projesinden kooperatifler ne sağladı, kapasiteleri gelişti mi, ne kadar gelişti, neden bazıları faydalandı bazıları ise yetersiz kaldı.

Bu projenin etki değerlemesi yapıldıysa ne gibi planlar yapıldı bilmiyorum. Bana göre yapılması gereken önce kendi içlerinde kapasitelerini artıracak çalışmaları başlatmaları gerekir. Bunun devamında kurumsal kapasitelerini güçlendirecek projelerle kamunun karşısına çıkıp destek talep etmeleri gerekir. Yani önce kapasite geliştirmeleri sonra yatırım için finans talebi bana daha uygun geliyor. Üyeler açısından ise mutlak surette ve her ürün bazında kooperatifle çalışmak temel ilke olmalıdır.

Ancak mevcut kurumsal ve finansal yapısı yeterli olan kooperatiflerin de, kriterler belirlenerek,  mutlaka IPARD programından, KKYDP da olduğu gibi yatırım bazında desteklenmesi gerekir.

Birkaç yıl önce DGRV’nin Ankara’da düzenlediği bir kooperatifçilik toplantısında Almanya’dan gelen bir kooperatif yetkilisi şöyle demişti “Biz geleceği tahmin etmiyoruz ama planlıyoruz”. Benim o toplantıdan unutmadığım tek söz budur.

rivastigimin gastrit jbehandling.site rivastigimin temperatur