GELECEK 10 YIL

TEVFİK FİKRET CENGİZ

Türkiye gösterdiği ekonomik başarılarla milli geliri 10.000 dolara ulaştıktan sonra daha yukarıya çıkmakta zorlanmaktadır.

Son dört yıldan beri milli gelir buralarda yatay bir seyre girmiştir. Daha yukarı çıkmak farklı politikalarla olacaktır. Geçen ay bu konuda ortalama eğitim seviyesinin gelişmişlik ile doğrusal bir ilişki içinde olduğunun önemine değinmiş ve örnekler vermiştik. İşin temelinin bu olduğu herkes tarafından kabul edildiğine göre biz diğer konuları tartışalım.

Dünya Bankası tarafından yapılan yeni bir çalışmada, geçtiğimiz on yılda Türkiye’nin ihracat sepetinde orta teknolojili ve daha sofistike ürünlere geçiş ve ihracat kalitesinin yükseltilmesi sayesinde ihracat rekabet gücünü arttırdığı teyit  ediliyor. Ancak 2023 ihracat hedeflerine ulaşabilmek için Türkiye’nin yüksek teknolojili ürünlere yönelmesi, küresel talepteki değişimlerden yararlanabilmek için küresel değer zincirlerinin daha yüksek seviyelerine çıkması ve diğer düşük maliyetli üreticiler ile artan rekabeti göğüslemesi gerekiyor.

Raporda bunun için doğrudan üretkenlik/verimlilik artışını hedefleyen yaklaşımların gerektiği belirtiliyor ve

Politikaların, ileri teknolojinin ve küresel üretim ağları ile entegrasyonun kilit bir aracı olan Yabancı Doğrudan Yatırımın (YDY) daha fazla çekilmesi üzerinde odaklandırılması,

İşletmelerde Ar-GE yatırımlarının arttırılması ve araştırmalar ile iş uygulamaları arasındaki bağlantıların güçlendirilmesi gibi yollarla yenilikçiliğin teşvik edilmesi.

Hem mevcut işgücünün hem de işgücüne yeni katılacak olanların becerilerinin daha üst düzeye çıkarılması. • KOBİ sektörünün potansiyelinin açığa çıkarılması amacıyla uzun vadeli finansmana erişimin arttırılması ve sermaye ve girişim sermayesi piyasalarının geliştirilmesi öneriliyor.

Yine buradaki yazılarımızın birinde batı bölgelerinde gerek endüstri gerek tarım teşviklerinin artırılması gereğine işaret etmiştik. Bunun birçok nedeni var. Ben o yazıyı yazarken batıda desteklerin artmasının orta düzey teknolojiden daha yüksek teknolojiye geçişin kolaylaştırılmasını sağlayacağını düşünmüştüm. Batı bölgelerinde bunun için gerekli sanayi ve tarımsal altyapının olduğunu kabul ederek yaşanan son maden kazasından sonra o yörede özellikle büyük kentler dışında yaşayan insanların yaşam koşullarını televizyonlardan izledik. Sadece bu görüntüler bile doğrudan destek verilmesini gerekli kılıyor. Özellikle tarımda desteklerin kırsal kesim için ne kadar önemli olduğu bilinen bir şey. Milli gelir artsa bile dağılımının adil olmadığı bir ortamda gelişmeden söz etmek zor. Eskiden bir söz vardı “Topyekûn Kalkınma” denirdi. Aslında içi tam doldurulamasa da ulaşılması istenen hedef doğru tanımlanmış bu kavramda. Bana göre bugün bulunduğumuz yerden daha yukarılara adım atmak yukarda belirtilen rapordaki önerileri dikkate almak yanında kırsal kesimin girişimciliğini ve gelir düzeyini geliştirecek adımlar atmak ve orta sınıfın gelir düzeyini yükseltmek gerekir.

Ülkemizde şu anda bütün bunların yapılmadığını söylemek haksızlık olur. Ama bir kırsal kalkınma programı olan IPARD projesinden kırsalda yaşayanların ne kadar faydalandığının sorgulanması gerek.

Kırsalda sermaye birikimi yeterli olmadığına göre bu kesimin yatırım yapması nasıl sağlanacaktır?

Kamu tarafından desteklenen ARGE projelerinden kaçının endüstriyel uygulamaya dönüştüğü veya neden dönüşemediğinin araştırılması gerekmez mi?

Gibi birçok konu gündeme getirilip sorgulanabilir. Bizim yapmamız gereken gelecek on yıl için yeni bir programdır. Gelinen nokta hiç de küçümsenecek bir yer değildir.

rivastigimin gastrit jbehandling.site rivastigimin temperatur